{ "title": "Diyabet", "image": "https://www.diyabethastaligi.gen.tr/images/Diyabet-28718.jpg", "date": "21.01.2024 18:24:37", "author": "serhat tonbul", "article": [ { "article": "Diyabet, eskiden çok olmasa bile günümüzde oldukça fazla duyduğumuz rahatsızlıklardan biri olmaktadır. Bilinen adı ile şeker hastalığı olan diyabet ülkemizde oldukça fazla görülmektedir. Diyabet hastalığı genetik faktörlerin dışında yanlış beslenme alışkanları ile de karşımıza çıkabilmektedir. Diyabet her yaşta görülebileceği gibi erken tanıda kontrol altına alınabilen bir rahatsızlıktır. Ailesinde bu rahatsılık olan bir kişinin olmayan kişilere göre yakalanma riski yüksek olmaktadır. Günümüzde diyabet ile ilgili ciddi bilgilendirme kampanyaları yapılmaktadır.

Diyabet tam olarak açılımı nedir?

Diyabet (Şeker hastalığı), diabetes mellitus olarak geçmektedir. Vücuda enerji girişinin olması için belli miktarda insülin salgılanması gerekmektedir. İhtiyaç duyulan insülin pankreas organı tarafından sağlanmaktadır. Pankreas üzerinde yeterli insülin üretilmemesi ya da bu insulinin vücut tarafından düzgün kullanılamaması sonucunda diyabet ortaya çıkmaktadır. Vücuda gelen besinlerin içerisindeki şeker bağırsaklardan sindirim meydana geldikten sonra kana karışmaktadır. Bu aşamada kan şekeri yükselmeye başlamaktadır. Bu şekerin hücrelere taşınması da az önce söylediğimiz insülin tarafından olmaktadır. Aksamalar sonucunda kandaki şeker (Glukoz) hücrelere taşınmadığı zaman kan şekeri yükselmeye başlamaktadır. Kan şekerinin sürekli yüksek kalması diğer organlarında işlevlerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bundan en çok etkilenen organlar gözler, kalp, böbrek ve sinir sistemi olmaktadır.

Diyabet türleri nelerdir?

Tip 1 diyabet: bu diyabet türü ilerlemiş safha olmaktadır. Pankreas üzerinde artık insülin üretimi yapılmamaktadır. Az önce anlattığımız tabloda meydana gelen enerjinin hücrelere taşınması durumu olanaksız hale gelmiştir. Bu duruma gelen bir diyabet hastasının artık dışarıdan insülin takviyesi alması gerekmektedir. Bu durumun maalesef eski hale gelmesini sağlayacak tedavisi bulunmamaktadır. Diğer diyabet türlerine göre daha az görünmektedir. Tip 1 diyabet daha çok çocukluk ve gençlik çağlarında ortaya çıkmaktadır. Sağlıklık kişilerde vücudun savunma mekanizma olan bağışıklı sistemi bulunmaktadır. Bazı nedenlerden ötürü bağışıklık sisteminde görevli hücrelerde anormal davranışlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum esnasında savunma sistemi hücreleri kendi hücrelerini düşman olarak görerek saldırı düzenlemektedir. Pankreas üzerinde insülin üreten hücrelerin yok edilmesi sonucu diyabet ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bu tahribat %80 civarında olduğu zaman tip 1 diyabet belirtileri görünmeye başlamaktadır. Bu belirtiler aşağıdaki gibidir.
Tip 2 diyabet: Oluşum nedeni tip 1 diyabette olduğu gibidir. Ancak bu diyabet türünde pankreas hücrelerinde meydana gelen tahribat daha az olduğu için tedavide farklı ilaçlar kullanılabilmektedir. Ayrıca beslenme düzenine dikkat edilmesi hastalığın ilerleme seyrini yavaşlatabilir. Tip 2 diyabet belirtileri de aynı şekilde olmaktadır.

Gestasyonel diyabet: bu diyabet türü gebelik döneminde gelişim göstermektedir. Bu dönemde pankreas halen insülin üretmektedir. Sorun hamilelik nedeni ile değişen hormonların insülin direnci göstermesinden kaynaklanmaktadır. Bu diyabet riskinin oluşma ihtimali %3-10 arasında olmaktadır. Gestasyonel diyabet yaşayan bayanların gebelik sonrasındaki dönemde tip 2 diyabet olma ihtimali bulunmaktadır.

Diyabet hastalığının bu türlerinin dışında diabetes insipidus olarak bilinen bir rahatsızlıkta bulunmaktadır. Bu hastalık diğer diyabet türlerinde olduğu gibi kan şekerinin yükselmesinden dolayı meydana gelmemektedir. Toplumda şekersiz şeker hastalığı olarak tabir edilen bu durumda vücuttaki Adh hormonunda sıkıntı meydana gelmektedir. Bu hormon vücutta atılan su miktarını ayarlamaktadır. Bu hormon dengesiz üretildiği zaman normal diyabet hastalığında ortaya çıkan sık idrara çıkma ve ağız kuruluğu görülmektedir.

Diyabet tedavi süreci

Diyabet tedavisinde önemli nokta kişinin beslenme alışkanlıklarına dikkat etmesi olmaktadır. Kan şekerinin normal değerlerde kalmasını sağlamanın dışında kişinin kilo kontrolü de önem taşımaktadır. Aşırı kilolu kişilerde diyabet rahatsızlığının ilerleme ihtimali daha yüksek olmaktadır. Kan şekerinin kontrol altında tutulabilmesi için tedaviye uygun karbonhidrat alımı sağlanmalıdır. Ayrıca besinler ile alınan posa miktarı daha fazla hale gelmelidir. Basit şeker olarak bilinen toz ve kesme şeker, bal, meyve suları, tatlılar kontrollü olarak tüketilmesi gerekmektedir. Hatta hiç tüketilmemesi daha iyi olmaktadır. Diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların dozu boy, kilo ve yaşa göre değişebilmektedir. İlaç tedavisi ile hastalığın sınırlı sevilerde kalması sağlanmaktadır. Beslenme ve ilaç tedavisi mutlaka doktorun önerdiği süreçte olmalıdır. İlaçları düzgün kullanmama daha büyük sorunların oluşmasına neden olabilecektir.

Diyabet tedavisinde egzersiz

Diyabet tedavisinde egzersiz planın çok büyük faydası olmaktadır. Egzersizde önemli olan yavaş yavaş başlanarak sürenin zaman içerisinde artırılması gerekmektedir. Her gün düzenli olarak egzersiz yapılması faydalı olmaktadır. Egzersiz asla aç karnına yapılmaması gerekmektedir. Ayrıca egzersiz yaparken kan şekerinin aniden düşme ihtimaline karşı yanınızda az önce saydığımız basit şeker türlerinden bulundurmanız faydalı olacaktır.
" } ] }